Bahçeli, toplumsal medya hesabından 3 Mayıs Milliyetçiler Günü’ne ait yaptığı paylaşımda, Türk milliyetçiliğinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu fikriyatı, Türk milletinin kurtuluş ilhamı, birebir vakitte var oluş iradesi olduğunu anlattı.
Peyami Safa’nın temas ettiği üzere, yeni Türk devletinin iki ana davasından birisi “çağdaşlaşmak” ise oburunun “milliyetçilik” olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Şayet millet ortak pahalar etrafında kenetlenmişse, şayet birlik ve dayanışma hissiyatıyla mukadderatını tayin etmişse, bunun dibacesi, en bariz dinamiği milliyetçiliktir. 3 Mayıs meşalesi, temel prestijiyle Türk milliyetçilerinin iç ve dış çalkantılar karşısında göstermiş oldukları direncin aydınlığı, baskı, dayatma ve güç koşullarda sivil, legal ve demokratik duruşun ahkamıdır. Merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın dediği üzere, ‘3 Mayıs ulusal şuurun ayağa kalkışı, global güç blokları ortasında sarkaç üzere gidip gelen köşesiz siyasetlere karşı Türk milliyetçilerinin hür ve ahlaki direniş kararıdır.'”
Bahçeli, bugünün bir bayram yahut kutlama gününden çok bir idrak, söz, anma ve istikbale yönelik milliyetçi davetin maşeri vicdanda kök salma hasretinin bir atağı olduğunu aktardı.
Devlet Bahçeli, “Emek ve bedel nedir bilmeyen, adalet ve hukuk nedir tanımayan, yağma, talan ve yıkımı ideoloji haline getiren başıbozuk güruhun 1 Mayıs’ta sahneledikleri vandallıklar, medeniyet ve meşruiyet ölçüleriyle bağdaşmazken, Türk milliyetçilerinin tam 80 yıl önce yasal hudutlar içinde, fikir ve demokrasi namusuna riayet ederek yaptıkları şovlar hala takdir ve tazimle hatırlanmaktadır.” sözlerini kullandı.
Paylaşımında Nihal Atsız’ın “Maviyi unutsak bile mazi kökümüzdür, en tatlı gülen yüz bize mazideki yüzdür.” kelamına de yer veren Bahçeli, şunları kaydetti:
“İnancım odur ki, mazinin parlayan yüzü hiç solmayacak, Türk tarihinin derinliklerinden çağlayarak yükselen milliyetçi davet Türk milletinin diriliş azmini canlı tutacak, geleceğini de inşa ve ihya edecektir. Dünyanın çetin ve çetrefilli bir tarih aralığında, İkinci Dünya Savaşı’nın beşeriyeti yakıp yıktığı bir vakit sürecinde merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın periyodun Başbakanına yazmış olduğu iki açık mektup sonucunda başlayan 1944 Türkçülük ve Turancılık Davası’nın 80’inci yıl dönümünde, Türk milliyetçiliğinin merhum ve sayın inanç anıtlarını rahmetle, hürmetle, minnetle anıyorum. 3 Mayıs ruhunun, Türk ve Türkiye Yüzyılı maksatlarına ulaşma çabasında sahip olduğumuz ulusal şuura daha da güç ve feyz vermesini temenni ediyorum.”
